Kitap Tiryakileri ile Blog Turumuzda hepimiz kitabımızı yorumlayıp kendi blogumuzda yayınlamış ve bu turumuzu sonlandırmış bulunmaktayız. 1 Aralık'ta yayınlanacak olan dergimizde yazarımızla ilgili, Ephesus Yayınlarıyla ilgili ve bizi bekleyen sürprizlerle ilgili yine karşınızda olacağız.
ŞANS BİLEKLİĞİ
Kitap Adı: Şans Bilekliği
Özgün Adı: Such a Pretty Face
Yazarı: Cathy Lamb
Çevirmeni: Deniz Beril Bacaklılar
Yayınevi: Ephesus
Türkiye Yayın Tarihi: Ekim 2013
Sayfa Sayısı: 437
ARKA KAPAK YAZISI
Rüzgarla Gelen'in yazarından yüreklerde iz bırakacak yepyeni bir hikâye...
Bu sıcacık, eğlenceli ve içtenlikle anlatılmış öyküde eski yaşamını tamamen bir kenara bırakan ve ilk kez kendini keşfetmeye çalışan unutulmaz bir kadın bulacaksınız.
Uzun zamandır obeziteyle mücadele eden Stevie Barrett, neredeyse hayatını kurtaracak bir operasyon geçirmek üzere, tekerlekli sandalye eşliğinde ameliyathaneye götürülür. Operasyonun ardından hırıldamadan yürümeyi başarabilen, kendi kendini iyileştirmek için bir bahçe yetiştiren ve tahtadan muhteşem sandalyeler yaparak onları boyayan yepyeni bir Stevie doğar.
Fakat hayatında değişen onca şeye rağmen, aynı kalan ufak birkaç detay vardır. Stevie'nin utangaçlığı, yakasını bırakmaya pek niyetli değildir. Bu nedenle, yakışıklı komşusuna duyduğu ilgiyi gizlemek zorundadır. İşler tıpkı onu küçük bir kızken yanına alan ailesinde olduğu gibi, çalışmakta olduğu hukuk bürosunda da yolunda gitmemektedir. Üstelik bir zamanlar en iyi arkadaşı olan kişi, verdiği kilolar yüzünden kendisine farklı davranmaya başlamıştır.
Stevie'nin yeni hayatında karşılaştığı en zorlu mücadele kendisini tanımayı öğrenmek olacaktır. Kendisinin aslında kim olduğu, kim olmak istediği ve eski Stevie'nin bu günlere nasıl geldiği hakkında şaşırtıcı cevaplarla karşılaşmaya başlayacağı bu içten ve eğlenceli yolculuk sizleri bekliyor.
Bu sıcacık, eğlenceli ve içtenlikle anlatılmış öyküde eski yaşamını tamamen bir kenara bırakan ve ilk kez kendini keşfetmeye çalışan unutulmaz bir kadın bulacaksınız.
Uzun zamandır obeziteyle mücadele eden Stevie Barrett, neredeyse hayatını kurtaracak bir operasyon geçirmek üzere, tekerlekli sandalye eşliğinde ameliyathaneye götürülür. Operasyonun ardından hırıldamadan yürümeyi başarabilen, kendi kendini iyileştirmek için bir bahçe yetiştiren ve tahtadan muhteşem sandalyeler yaparak onları boyayan yepyeni bir Stevie doğar.
Fakat hayatında değişen onca şeye rağmen, aynı kalan ufak birkaç detay vardır. Stevie'nin utangaçlığı, yakasını bırakmaya pek niyetli değildir. Bu nedenle, yakışıklı komşusuna duyduğu ilgiyi gizlemek zorundadır. İşler tıpkı onu küçük bir kızken yanına alan ailesinde olduğu gibi, çalışmakta olduğu hukuk bürosunda da yolunda gitmemektedir. Üstelik bir zamanlar en iyi arkadaşı olan kişi, verdiği kilolar yüzünden kendisine farklı davranmaya başlamıştır.
Stevie'nin yeni hayatında karşılaştığı en zorlu mücadele kendisini tanımayı öğrenmek olacaktır. Kendisinin aslında kim olduğu, kim olmak istediği ve eski Stevie'nin bu günlere nasıl geldiği hakkında şaşırtıcı cevaplarla karşılaşmaya başlayacağı bu içten ve eğlenceli yolculuk sizleri bekliyor.
Benim Yorumum
Kitaba kapağına aşık olarak başladım. Kıyamam okumaya dedim ama başardım. Nedense son zamanlarda süslü püslü kapaklı kitaplara ilgim var. Bir de pembenin soft tonlarını seviyorum.Oterite manyağı bir enişte. Stevie Barret', şizofren annesi, annesine bakan anneannesi ve dedesi ile büyümek zorunda kalan bir çocuk. Ta ki annesinin Sunshine'ı (Stevie'nin kız kardeşi) ve kendisini öldürmesini takiben anneannesi ve dedesinin de ölmesine kadar. Sonra bu başta bahsi geçen enişte devreye giriyor. Ve kitapta geriye dönüşler yapılarak, olaylar bölüm bölüm anlatılarak ve her bölüm bir öncekinin devamı değilde daha öncekinin devamı gibi devam eden Stevie Barret'in hayat hikayesi ele alınıyor. Farklı bir mizah duygusu var kitabın. Ama şu da bir gerçek ki BEN ASLA STEVİE BARRET olamazdım, onun gibi davranamazdım. Ancak onun kitabın sonuna doğru çözülen, asıl karekterine kavuştuğu, baskıladığı duygularını yaşamaya başladığı zaman ki insan olabilirdim.Kitabı ve kitabın konusunu başlarda çözemedim, ortalara gelince anlamaya başladım. Çünkü olayları ortadan anlatmaya başlamıştı yazar. Sondan geriye gelmemişti, geriden sona da... Stevie'nin hayatının ortasından -tabiri caizse dönüm noktasından- başlamış ve biraz şu anı, biraz ilerleyen yaşamını, biraz da geçmişten olayları vererek ilerletmiş satırlarını. Karışık gibi gelmiş olabilir size ama ben beni düşündüren kitapları severim.Belirgin bir şekilde eleştirebileceğim bir özelliği ise, yazar kitabının sonunu mutlu bitirebilmek adına baya bir fevri davranmış. Okuyup bitirdiğim halde hala kitaptakiler kafamda düşünceler halinde dolanmakta, beni düşündürmekte ısrarcı davranmakta. Bu da benim çok hoşuma gitmekte.Kitaptan çıkardığım izlenimime göre yazarımızın hayal gücü oldukça geniş.Hatta baya baya zırvalaya biliyormuş.Nasıl mı? Bilmem önce komuta merkezine sormam lazım... Eğer Punk izin verirse.Sonunu sevemediğim kitabı daha fazla eleştirmeden yorumumu kesiyor, sizin de hayatın bazı var olan ama yok gibi davranılan gerçeklerini okumaya ihtiyacınız varsa kaçırmayın diyorum. Eğer susmazsam beğendiğim bu kitap hakkında daha uzun süre yazabilirim.Bakın mesela ben bu kitabını okuyunca Rüzgarla Gelen adlı kitabını er ya da geç okuyacak kadar merak ettim.
Kitabın Yazarı Kimdir? : B U R A D A
Hello from Spain: reading interesting book. Keep in touch
YanıtlaSil