30 Eylül 2014

13)Dikkat Aşk Çıkabilir - Asude // Kitap Yorumu



Kitabın Adı :
Dikkat! Aşk Çıkabilir
Yazarı : Asude 
Tür : Romantik / Komedi
Sayfa Sayısı : 519
Yayınevi : Ephesus
ARKA KAPAK YAZISI
Birbirlerinden nefret eden iki insandı onlar Ama evlendiler!

Uslanmaz bir asosyal olan İlkimin hayatındaki tek amaç başarılı bir bilim kadını olmaktır. Onun modayla, makyajla işi yoktur ve gözlüğünün ardındaki dünyada ders notlarıyla mutludur. 



Evlenmek için hayallerinin profesörünü beklerken, karşısına tehlikeli, kaba, bilimden anlamayan, öfkeli bir işadamı çıkar. Martin Turner Bu Amerikalı adamla asla evlenmemesi gerektiğini bilse de, muhteşem kariyerinin anahtarının onun ellerinde olması işleri rayından çıkaracaktır.

Genç kız, ilk andan beri koşarak kaçmak istediği bu yakışıklı ve karanlık adama, hayatının tüm ideallerini çiğneyerek tutkuyla çekilirken, ilk kez gerçek bir kadın gibi hissetmeye başlar.

Ve genç adam, gizli çıkarları uğruna evlendiği bu kızı Amerikaya götürdüğü gün ondan kurtulma planları yaparken, sessiz karısı hayatının merkezine yerleşir. 
Aşk, nefreti gölgesi gibi takip ederken, bu nefretten bir aşk doğabilir mi? Peki ya sırlar açığa çıktığında gerçek aşk yalanlara direnebilir mi?


Benim Yorumum
Asude Hanım'ın okuduğum ikinci kitabını yorumlamaya kapağından başlayacağım. Kitabı okumadan pek bağdaştıramadığım allı süslü bir kapak gayet dikkat çekici idi. Ama okudukça tasarımcının hakkını vererek çalıştığını görmüş oldum. Kitaptaki can alıcı noktalardan üç tanesi kapağa yazılmış.

Absürt bir tesadüf ile karşılaşan İlkim ve Martin'in evliliğe mecbur kalmalarını sonra bu anormal ikili arasında beklenmeyen aşkın filizlenmesini yazarımız yine kendi üslubu ile anlatmış, aşkı komediyle birleştirerek.

Kendini okutturan kitaplar derim ben bazı kitaplarıma bu da onlardan oldu. Ben eğlendim Asude Hanım'ın her iki kitabını da okurken.
İlkim : ders delisi ve özellikle biyoloji meraklısı kocaman çerçeveli gözlükleri olan, Martin'le yolları kesişene kadar, bu hayatta yapmaktan memnun olduğu şeyin derslere çalışmak olduğuna inanan, a plus asosyal, ilk bakışta hiç bir görsel cazibesi olmayan, ayrılmış bir anne babanın tek evladı.
Martin : karanlık işlerle içli dışlı olan, kaba saba olduğu kadar yakışıklı ve mükemmel tonda mavi göz rengi olan uzun boylu, varlıklı bir adam.

Ders delisi kızımız Türkiye'nin önemli profesörlerinden birisini asiste etmektedir. Onda yarınki sınavın sorularının olduğunu bilen Gizem asosyal İlkim'i zorla bir bara davet eder. Sodasına mayhoşlaştırıcıbir madde koyulduğunu bilmeyen İlkim, bu barda en olmadık adama çarpar, Martin Turner'e.

Bu şekilde başlayan ikilinin hikayesi mecburi bir evlilikle resmen başlar. Martin, İlkim'i de alıp Amerika'ya dönmüştür. Kibar olduğu kadar söz dinlemez birisi de olan İlkim, disiplin ve otorite delisi Martin'i çileden çıkarır. 
İlkim'in tek amacı Stanford Üniversitesi'ne gitmek iken garip bir şekilde başlayıp garip bir şekilde ilerleyen ilişkisinde, eşinden Martin'den ne kadar uzak kalabilirdi ki?

Ve bu formalite evliliğin aşk evliliğine dönüşmesine kim şaşırmazdı ki?
Çirkinler Kraliçesi İlkim ve yakışıklılık abidesi Martin.

Olacak iş mi yahu!
Ama oldu işte :)

Aşkın gücü, Martin'in evlenmekteki esas ama gizli amacının açığa çıkması ile evliliğin devam etmesine yetecek miydi?
Ben bu soruların cevabını buldum :)
Darısı size.

(Yazarın okuduğum diğer kitabı Pabucumun Ajanı ile ilgili yorumum için B U Y R U N)





25 Eylül 2014

12)Kara Kış Beyaz Düş - Fatma Erdek // Kitap Yorumu


Kitabın Adı : Kara Kış Beyaz Düş
Yazarı : Fatma ERDEK
Yayınevi : Ephesus Yayınları
Yayın yılı : Mart 2014
Sayfa Sayısı : 400

"O gece Selim'in gözlerinde, inanmak istemediğim gerçeği okumuştum. Bütün varlığıyla doğru söylüyordu. Bana karşı hissettiği yasak aşk, onun kıblesi olmuştu. Bu aşka ibadet ediyordu. Söyleyeceğim, yapacağım hiçbir şey bunu değiştiremezdi. Yaşamaya ya daölmeye, aldırmıyordu." Annesinin mutluluğu için, iki ateş arasında kalmış bir genç kız... Ortak bir kaderi paylaşan, iki yaralı yürek...
****************
Yazarın okuduğum bir diğer kitabı Melekler Zamanı hakkındaki yorumum için; B U Y R U N


Kaliteli işler çıkardığından hemen her okurun emin olduğu bir yayınevinden çıkan Kara Kış Beyaz Düş romanını kapaktan başlayarak yorumlamak istiyorum.
Kardelen çiçeği vardır bilir misiniz?
Kışın soğukluğuna, karın tüm zorluğuna rağmen inatla gün yüzüne çıkan, ihtişamıyla bir çok çiçeğin içinde en özellerinden olan. Kitabın kapağında işte bu narin ve bir o kadar da inatçı çiçek kullanılarak kitabın ismine atıfta bulunulmuş. İçeriği ile de ne kadar uyuştuğunu kitabı okuyunca gördüm. Normalde her kitabın arka kapak yazısını okurum ama bu kitap bu konuda benim için istisna oldu. Sanırım bunun nedeni ise yazarın Melekler Zamanı adlı kitabından memnun olduğumdan, yazarın kalemine duyduğum güvendi.
Bazen bir yudum nefes, bir avuç mavi ve bir tutam özgürlük, bir ömre bedeldir.
Benim Yorumum
Bir gecede okuduğum bir kitaptı. O an için ruhuma iyi gelmişti fazlasıyla, bırakamazdım elimden. Alıntılar yapmama nedenim de bu. Satırların arasında anlamlar yoktu. Diğer kitabı gibi yoğun bir anlatımı, durup durup okunulası uzun ve anlamlı cümleleri yoktu bu sefer yazarımızda.
Zaten şiir için bu imkan çok normalken romanda insan ister istemez akıcı olsun zihni yormasın istiyor. En azından zaman zaman.
Ama bu kitaptaki cümleler kısa olsa da her cümle mânâ yüklüydü, okuyucuya direk geçen.

Zeynep; mağrur duruşuna ve uysallığına rağmen hukuk okuyan genç bir kız. Annesi genç yaştan dul kalınca dıştan mükemmel ötesi görünen bir üvey baba ile büyümek zorunda kalan her türlü maddi imkanı bulabilen bir kız.
Selim; emekliliğini yaşayan, ziyadesiyle zengin, birtakım alışkanlıkları olan planlı, programlı kitabın ilerleyen sayfalarında şizofrenik davranışları olan ve Zeynep'e son darbeyi çok güzel yapan bir adam.
Güven; Zeynep'in üvey babamdan kaçabilme umuduyla geçici görev için gittiği Erzurum'da tanıştığı asker bir insan evlâdı.
Akgül; Zeynep'in Narman'da bulduğu benzer kaderlere sahip olduğunu düşündüğü kitapta geçmiş zaman ve şimdiki zamanla anlatılan Zeynep'in hayatının kırsal kesin versiyonudur. AmaAkgül'ün özeline inilmez, hep sırlıdır okurun anlayabileceği kadar sırlı sadece. Kitabın son sayfalarında bir ya da iki sayfada biraz açık şeyler bulabilirsiniz.

Zeynep'in hayatı anlatılıyor demiştik. Bölümler halinde bugün yaşadıklarının sebeplerinin neler olabileceği bir diğer bölümde geçiyor.
Zeynep üvey babasının tutucu davranışları ile hukuk okulunu bitirince annesinin hastalığından dolayı onu bırakmak içine sinmese de Selim'den uzaklaşmak uğruna Narman'da görev yaparken Güven ile tanışır. Karkız (Akgül) ile aynı evde yaşıyordu. Buna bir de Güven eklendi. Lakin Zeynep'in geçmişinin üzerindeki etkisinden dolayı bir takım sıkıntılar yaşarlar. Ve bundan sonrasında sizler için yorumlayabileceğim şeyler biter. Spoi vermemek adına susmam gerekir :)
Akgül'ü kurtarıp kurtaramadığını, eşiyle arasını düzeltip düzeltmediğini, Selim'in hazin sonunu ve kendisine neden şizofrenik dediğimi ve daha fazlasını kitabın satırları arasında bulabilirsiniz. 

''Son olarak az evvel beynimin ne kadar buhranlı ve dolu olduğunu gördüm. Fatma Erdek Hanım'a Güven yüzbaşı idi neden kitap biterken binbaşı dendi diye sordum. Yüz ile binden hangisinin büyük olduğunu beynim bu sıralar ters kodlamış.''

23 Eylül 2014

11) Pabucumun Ajanı - Asude // Kitap Yorumu


Kitabın Adı : Pabucumun Ajanı
Yazarı : Asude
Tür : Romantik - Komedi
Seri Sıralaması : 1 / 3
Yayınevi : Ephesus


Ben Deniz Akın; Fiyasko Birlik Başkanı, yirmi beş yaşında, babasının kızı, annesinin kız kurusu, ekonominin niteliksiz iş gücüyüm. Klasik bir dünyalı, yurdum insanı, fazlaca dağınık ve meteliğe kurşun değil, ancak palavra sıkan beş parasız biriyim.

Tuna Üstüner ise Enler listesinin zirvesinde bir yakışıklı, holdinglerin genç veliahdı, titiz ve disiplinli tam bir Kurumsal Kasıntı.
Ben bir enkazsam o bir saray, ben bir köleysem o bir kral, ben bir esintiysem o bir tufan.

Ve o benim hem felaketimin, hem de kurtuluşumun adı.

Bizim hikâyemiz nefretle başlayıp, şiddetle devam ederek, aşkla yol aldı. Beni şirketinden kovması hiçbir şey ifade etmiyordu, çünkü kanunlar bizi birbirimize mecbur bırakmıştı. Tuna her gün beni görecek ve ben her gün onun aşkıyla savaşacaktım. Bu aşk çıkmazının ortasında onu mahvetmek için tutulan bir ajan olduğumu ise çoktan unutmuştum.


Romantik komedi !
Bu kitapta bir Deniz karakteri var. Allah'ım o kadın bir harika...
Fazla olan özgüveni yüzünden çok sık başı belaya girse de bir şekilde sıyrılabilen kendini Himono Onna ( Yazar kitabının 23. sayfasında açıklamış bu kelimeyi. Himono Onna : Japonya'da kullanılan bir terimdir. İş hayatında ve dışarıda görüntüsüne dikkat etse de evinde tam bir pasaklı olan, dağınık aynı zamanda da evlenememiş kadınları ifade ederken kullanılır.) diye tanımlayan deli dolu ve işsiz bir bayan Deniz.
Güncel hayattan olayları veya kelimeleri kullanan yazarımız Asude gerçekten iyi iş çıkarmış. Facebook da bir fan sayfası olan Asude Hanım bu kitabının bir bölümünü sayfasında parça parça paylaşmış. Ben ise tamamını kitabından okudum.
Bir de Tuna Üstüner var. Yakışıklı denince akla gelen tüm özelliklere sahip ve bunun yanısıra yüklücede bir malvarlığı var.
Ben sizlere nasıl yollarının kesiştiğini söylemek istiyorum :)
Deniz iş aramaktan bitap düşmüş ve tamamen ümidini kesmiştir. Hatta büyük şirket sahibi patronlara o kadar sinirlenmiştir ki en son oturur bir CV yazar ve ilk gördüğü holdinge girer Ahmet Bey'in kuzeniyim diyerek kendini bir anda idare katında bulur.
Deniz Ahmet ismini sallamıştı ama en üst merci de birisinin ismini tutturmuştu.
Deniz'in CV'sini tüm patronlardan intikam almak için hazırlamıştı. Mesela o CV'den bir bölüm;
YABANCI DİLLERİşte benim uzmanlığım... Dünya üzerinde silinmiş, kullanılmayan Sanskritçe ve Latince, Uzay dili, Afrika Kabileleri Dili, henüz var olmayan Lanetusçe, Birleşmiş Milletler'in varlığını kabul ettiği resmî 192 ülkenin tüm şive ve lehçeleri dâhil bütün dilleri. Kuşdili, kedidili, ayrıca sizin gibi kibirli p.çlerin 'Beden Dili'ni de okuyabiliyorum. Ama bu dili henüz yazamıyorum.Umuyorum ki, sizi gözlemledikçe onu da yapacağım.
Varın devamını siz hesap edin :)
Bu Cv'ye ve kuzeni olmayan Ahmet gerçeğine rağmen Deniz işe girer.
Bir şekilde ayrılamaz Tuna ve Deniz ikilisi. Roman seyrettikçe Deniz'in sıradan bir bayanken hayatının nasıl şekillenip değiştiğini, ikilinin aşklarını ve esas bombayı bulabilirsiniz. Ben hem beğenerek hem de eğlenerek bir solukta okudum.
Bol okumalı günler dilerim hepinize.

Asude Hanım'a teşekkürler.




10) Grinin Elli Tonu - E.L James // Kitap Yorumu


Orijinal Adı: Fifty Shades of Grey
Türkçe Adı: Grinin Elli Tonu
Seri: Fifty Shades #1
Yazar: E.L James
Çevirmen: Sevinç S. Tezcan
Sayfa Sayısı: 576
Basım Yılı: Eylül 2012
Dili: Türkçe
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Tür: Erotik,Yetişkin


Romantik, özgürleştirici ve kesinlikle bağımlılık yaratıcı... Bu roman dengenizi sarsacak, sizi ele geçirecek ve ebediyen sizinle kalacak.Edebiyat ögrencisi olan Ana Steele, genç girişimci Christian Grey'le röportaj yapmaya gittiğinde son derece çekici, zeki ve sinir bozucu bir adamla karşılaşır. Toy ve masum Ana, bu adama duyduğu arzu karşısında şaşkına döner ve adamın gizemli doğasına rağmen ona yakınlaşma arzusuyla yanıp tutuşur. Ana'nın güzelliği, zekâsı ve özgür ruhuna direnemeyen Grey de onu istediğini kabul eder, ancak şartları vardır...Grey'in sıra dışı erotik istekleri karşısında şoka uğayan ama bir yandan da heyecana kapılan Ana tereddüde düşer. Büyük başarısına rağmen -çokuluslu şirketleri, uçsuz bucaksız serveti ve sevgi dolu bir ailesi vardır- Grey şehvete esir olmuş ve hükmetme hırsı olan bir adamdır. Çift, cüretkâr ve tutkulu bir fiziksel ilişkiye yelken açarken, Ana, Christian'ın karanlık sırlarını ve kendi gizli arzularını keşfeder.


Kitabı bir çok kişiden sonra okudum. Sizlere de daha geç yorumluyorum. Bundan sonra her gün bir yorum yayınlamaya çalışacağım ama bakalım nasip.
Edebiyat öğrencisi olan başrol karakterimiz Ana Steele. Edebiyat öğrencisi olan uysal ve sakin yapılı kızımız hem ev arkadaşı hem en yakın arkadaşı olan Kate hastalanınca onun için çok önemli olan bir görevi yerine getirmek zorunda kalır.Kate, okul dergisinin editörüdür ve aylardır okullarından mezun olan genç girişimci Christian Grey ile röportaj yapmayı beklemiştir. Ama röportaj günü kendisi hastalanınca Grey hakkında hiç bir bilgisi olmayan Anastasia röportaja gitmek zorunda kalır.Bu kitabı okumaya başlamadan önce BDSM BDSM, rızaya bağlı olarak fiziksel baskı ve kuvvetli duyusal uyarımın uygulandığı ve fantezi güç rolü oynamanın yapıldığı cinsel tercih ve kişisel ilişki türüdür ) bir kitap olduğunu düşünürken, okudukça böyle bir şey tanık olmam nerdeyse kitabın sonlarını buldu.Grey, Ana'dan etkilenmiştir ama kendisi o kadar farklı dünyanın bir insanıdır ki daha önce hiç erkek arkadaşı olmayan Ana, Grey ile bodoslama bir dalış yapacaktır ikili ilişki denen olguya.Sayfalarca süren bir BDSM anlaşmasını gizli kalması ön koşulu ile Ana'ya sunan Grey kitabın sonuna kadar bu anlaşmayı imzalattıramadı :) Lakin imza sadece bir formaliteden ibaret kaldı. Nasıl yani mi? Spoi veremem üzgünüm.Grey ne kadar güçlü,kararlı ve cinsel birliktelik konusunda alışılagelmişliğin dışında ise Ana o kadar mahcup, mazlum hatta ezik, daha önce bir erkekle birlikte olmamış tam bir acemi. En heyecanlı yerinde kesilen dizilerin haftaya ki bölümü gibi bitiyor bu kitap.
Serinin devamını henüz okumadım. Ama merak içerisindeyim :)