YÜREĞİM SENİ ÇOK SEVDİ - CANAN TAN // KİTAP YORUMU

Bu kitap bana dünyada sevdiğim tek adamın bana hediyesi. Benim böyle de bir huyum var sevdiğim kişilerden kitap gelince okumaya kıyamıyorum pek. Sanki okuyunca eskiyecekmiş gibi hissediyorum. Biliyorum deli diyenleriniz olacak :)

Ama kitap okumaya uzunca bir ara verdikten sonra katıldığım 'Okuma Şenliği' etkinliği hızla geri dönmemi sağladı kitaplarıma.

Hele bir de ilk ay kitaplarımı okudum diye bildirmeyi unutunca daha da hırslandım :)

Okuduğum kitabım şu kategoride idi. Diğer yazımda da belirtmiştim.

'15 puan: Kendisi dışında herkesin o kitabı okuduğunu düşünüp sonunda o kitabı kendisi de okuyanlara.'

YÜREĞİM SENİ ÇOK SEVDİ

Kitabın Yazarı : Canan TAN

Kitabın Yayınevi : Altın Kitaplar

Basım Tarihi : Mart 2007

Tür : Roman

Sayfa Sayısı : 479

Aslı ve Murat adında iki üniversilenin arkadaşlıkları Murat'ın alıntı şiirleriyle bir aşka dönüşüyor.

Murat Bursa'lıdır. İlişkilerini Murat'ın ailesi onaylamadığından Aslı ve ailesi arasında kalır genç adam.

İki genç sıkıntılı dönemler geçirir. Ama Murat ne olursa olsun Aslı'sından vazgeçmemeye kararlıdır. Aslı öyle grurlu bir kız ki Bursa'ya istenmeyen gelin olarak gitmez. Okul bitince Aslı eline geçen Amerika'da master yapma teklifinden vazgeçmek istemez ve Murat'ı sevdiği halde gider. Master bittiği halde 1 yıl daha iş arama çabası ile Amerika'da kalma kararı alır ama altında yatan gizli sebepse Murat'ın kendi kendine karar verebilmesini sağlamaktır. Murat'ın kendi için ailesini hiçe sayması Aslı'ya göre değildi. Çünkü Aslı bencil bir kadın değildi olamazdı da. Amerika'da girdiği işte Prf. Robin'le tanışır ve Aslı 'evet' der Robin'in evlenme teklifine. Ne kadar kötü değil mi? Neyse Aslı kızımız evlenmeden önceki gece İMKANSIZ AŞKI Murat'a tüm olayları özetleyen bir mail atar.

Yarın evleniyorum Murat!
Bir başkasının kadını olmadan önceki son gecem bu...
Biraz dertleşelim mi?
Biliyorum, çok kızdın bana.
Veda bile etmeden çekip gitmekte haklıydın.
Son sözlerinle, Bursa ya gelin gideceğime Amerika da evlenip oraya yerleşmeyi göze almamı yadırgamıştın.
Bunu senin için yaptığımı söylesem inanır mısın bana?
Unutma,sende kabul etmiştin;imkansız aşktı bizim ki.
Asla bir araya gelemeyecektik!
İçindeki son umut kırıntılarını yok etmeden,benden vazgeçip kendi düzenini kuramayacaktın.
O kırıntıları söküp atmalıydım ki, yollarımız bir daha kesişmemek üzere ayrılabilsin...
İşte bunu yaptım ben Murat!
Başka türlü kurtulamayacaktın sevdamdan.
İndireceğim ağır darbenin şiddetini hafifletecek bir yol aradım.
Buldum da:Gözlerden uzak bir yerde,bir yabancıyla evlenmek!
Kabul etmelisin ki, burnunun dibinde bir başka Türkle evlenmeme dayanamazdın.
Söylemiştim sana, ölesiye bir aşk yok aramızda.
Onun yüreği senin kadar sevmiyor beni.
Benim yüreğimse çoktan vazgeçti kendinden...
Sen ne düşünürsen düşün, aşkımıza ihanet ettiğime inanmıyorum ben.
Sessiz sedasız hayatından çıkıyorum yalnızca...

Hoşçakal MURAT!
Özgürsün Artık...

Aslı Robin'le Murat'sa ailesinin kendisine layık gördüğü kızla evlenir. Aslı geçmişi aklına gelmesin diye hiç boş vakti kalmayacak şekilde günlerini dolduruyor. Ama Amerika'daki tüm Türk arkadaşları ülkeye dönünce kendi yalnızlığını daha belirgin görüyor. Sevgili kocaı ise Aslı ile hiç Türkiye'ye gelmemiştir. Bu da Aslı'yı ziyadesiyle üzüyor ve Robin'den ayrılmaya karar veriyor. Bu kararın amacı Türkiye'ye dönmekti, dönüyor.

Bursa'dan seminer daveti geliyor Aslı'ya. Ve seminerde Murat da var tabi. Gidip gitmemek arasında bocalayan Aslı, Murat'daki değişimleri görmek için gitmeye karar verir.

Seminer bitince aşıklar Çamlı Kahve'ye giderler. Kahvelerini içerken geçmişe yönelik sohbet ederler. Murat hiç bir şekilde Aslı'sından bağını koparmamış o ne yaşarsa yaşasın hepsinden haberdar olmaya çalışmıştır. Bunların üzerine esas kız Aslı, haksızlık yaptığını düşünüp düşünmediğini sorar Murat'a. Murat Seni düşünmekle beraber olduğum insana asla haksızlık yaptığımı asla düşünmüyorum. Çünkü... ÖNCE DE SEN VARDIN! ve hep olacaksın... der.
İkili Murat'ın telefon sesi ile susar. 
''Kızım! Nasılsın bitanem? Nasılsın Aslım?''
Telefonu kapatıp Aslı'ya dönünce ''Evet, Aslım dedim ona! Her solukta özgürce ASLIM, diye haykırabilmek için... Son nefesimi verirken de dudaklarımda adının olacağından eminsin artık, değil mi?'' der esas oğlan.

Geldiğimiz gibi sessizce, yaşadıklarımızın ve yaşamayıp içimize gömdüklerimizin ezinciyle Çamlı Kahve'den ayrılıyoruz. 
Artık çok geç Murat! Çok geç...
Yüreğim seni çok sevdi, demiştin. Fazlasıyla kanıtladın. Bu kadarını yapamadım ben. Yüreğimdeki sevgiyi yüreğime gömdüm.
Senin adında hep ben de yaşayacak.
Ama... Şairin de dediği gibi

bir adın kalmalı geriye

bir de o kahreden gurbet 

beni affet

KAYBETMİK İÇİN ERKEN, SEVMEK İÇİN ÇOK GEÇ.

Özetle bir insanın kendi doğrularının sadece kendi hayatına değil de onun etrafındaki başka insanlarında hayatını son derece sarsabileceğini anlatan iç sızlatıcı bir kitap.
Bencil olmamak için çabalayan Aslı; Murat'ın, Murat'ın karısının ve o küçük Aslım'ın hayatını ömür boyu taşıyacakları bir izle sarsıntılı bırakmıştı.

Okurken kendinizden parçalar bulabileceğiniz bu kitabı okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
Bana gerçek bir yaşam öyküsü gibi geliyor bu kitap ama bilmiyorum.


Gülümsemeyi unutmayın.