30 Nisan 2016

KARA !

Yaşamayı en istemediğim duygu tercih sebebim olmadığı zamanlardaki yalnızlığın,yalnızlığımı dolduran kişi yüzünden olması...


Ruhuma işliyorsun Kara!
Varlığın, sebebim olacak.
Yokluğun kederim.
Eksikliğin kaderim.
Sınırlarına ve kurallarına razı gelmesem ne çare.
Sebebim olmana gönüllenmeliyim ki
Ömrümce sürecek kederim olmayasın.
Koyduğun yerde kalmayı bilmeliyim ki
Kaderimi eksikliğine kilitlemeyeyim.
İstemesem de boyun eğmeliyim.
Mecburiyetlerden nefret ediyorum.
Buna neden senken kendimi kaybediyorum.
Bana zarar verebilecek tek bir insan var yaşayan.
Senin de iyi bildiğin...
Beni öylesine iyi tanıyan, öylesine kanatabilecek.
Beynimi bilen, ruhumu ezber eden.
Neyse
...
Yine ben.
Beni kendimle bırakmamalıydın.

Biliyorsun Ey fani!
Evveliyatıma düşkün olduğum halde ebediyetime sadakat etmeyeceğimi.
İnandığım bir şeyin peşini bırakmamı istedin.
İstek de rica vardır gerçi.
Sen beni mahkum ettin.

Ruhumu dolduran değil siman,
Gönlümdeki imana gelmesin ziyan,
Lakin...
Kapıldım, akıyorum varlığına,
Arzum ki, sebebim sen koksun Kara!

26 Nisan 2016

İnsanlık Dumura Uğradı

Bugün bir kez daha insanlığın kaybettiğine şahit oldum.
Yeni ortam, yeni insanlar, yeni yüzler var ve taze bir heyecana sahipsin. Birisi sana daha insancıl davrandı diye demişsin ki 'Gel bir sigara içelim'. Unutmuşsun cinsiyet farkının hala yanlış yorumlandığı bir toplumda yaşam sürdüğünü. Bak şu işe yanlış anlaşılmış. İlan-ı aşk aldığını sanıyorken, senin tavırların diğer kadınlardan daha insani diye kur yapıyor hissiyatı uyandırmışsın da fırsatı değerlendireyim diye düşünülmüş.

Üzücü. Çünkü karşındaki insan temiz kalpli, çok tanımasan da hissediyorsun.Kazanamadan kaybediyorsun bir insanı daha.

Umutsuzluk yazısı bu paylaşım. Yine bir iç döküş ama hayal kırıklığı dolu...

Aynı ana babadan olsan ablası olacağın yaştasın, ama iki üç kez çalıştığınızda kibar tavırların olmuş diye yanlış yorumlanmışsın.

Sabır ya hu!
Tanı bir karşındakini. Farklı işte her insan... Sana hitabetinde resmiyeti vurgulamıyor kaba tutumlar da bulunmuyorsa sana aşık mı, senden hoşlanıyor mu? Hayırdır nereden geliyor bu rahatlık, bu özgüven?

Üzücü. Kırıldım sana insanlık! Acımasızsınız insanlar. Gına geldi artık yargısız infazlarınızdan. Her insan başkadır, her insan ayrı bir romandır. Gücün var mı bakalım o romanı okuduktan sonra yeni hikayeler eklemeye?
Büyük konuşmak mağrifetim değildir ama aşık olmam mümkün değil benim... Olmaz ya hadi oldu diyelim bunu o kişiyle paylaşmam imkansız. Ne bir ilişkiye gücüm var ne de temennim.

Küçük düştü bugün insanlığım.
Bu kadar basit düşünceli olmak zorunda mı ki insanlar?
Bayanım, erkeksin. İlle aradaki ilişki 'sevgililik' yaftası mı yemeli?
Saçma.

Üzgünüm ama umutsuzluğuma umutsuzluk katıyorsunuz sevgili insanlar.


12 Nisan 2016

İNCİTİLEBİLENİM...

Büyüyorum.
Önceden farkında olmadan büyürdüm. 'Her geçen yıl bir önceki yılki aklını beğenmeyeceksin.' derdi üstadım.
Artık görüyorum ki büyüdüğümü fark edebiliyorum. İnsanı acı olgunlaştırır derler doğrudur. Hatta yaşantılarımızdaki acılar olgunlaşmamıza tek sebep bence.
Nasıl ki?
Mesela çok seversin birisini. İnsan olarak. Yani ille de karşı cins olması ya da aşk olması gerekmez aradaki duygu bağının adının. Onunla vakit geçirmek, onu daha çok görmek istersin. Özlersin,yanından ayrılmadan daha. Yoluna sensiz devam etmeyi seçtiğinde, o insan için aynı anlamı ifade etmediğinin farkına varırsın. Acırsın içten içe. Öyle sızlar ki kalbin... Hayatımda kalsaydı tek de konumunu kendi belirleseydi dersin. Senin için en özel köşededir kalbinde tabi ama o ne kadar kalmak isterse ya da neresinde kalmak isterse kendi belirler. İtiraz etmezsin kalsın yeter ki. Buna bile razı olabilirsin. Çok seviyorsun ya. Dayanamazsın -ya da öyle sanarsın- onun yokluğuna.
Veya mesela bir ölüm çalar kapını.
Başkalarından dinlediğinde onlar için üzülüp dualar etmeye benzemez.
Ölüm soğuktur derler. İnanmam...
Fırtına soğuktur, yakar mı?
Senin için özel bir kişinin artık yok olmuş olması soğuk mudur? Yakar kavurur yüreğini.
Benzemez başka hiçbir şeye.
Çabalamayın. Hayalini bile kuramazsınız. Kuramayın da zaten.
Yaşanmışına yakın bile düşünemezsiniz...Hem hayaller mutluluklar barındırmalı.
Üzüntüler yaşamın içinde yeteri kadar varken, insanlar hayallerde, rüyalarda mutluluk toplamalı ki hayatın katlanılabilecek olduğuna dair umut besleyebilsin.
Doğum mu başlangıç?
Onu da gördüm. Doğmadan sonu gelmiş bir hayata şahit oldum. En ağır tecrübemi sorsa biri bugün, ölüm demem asla. Belki dünyaya gelmiş olduğuna hiç bir zaman şükretmeyecek. Büyüklerin hataları yüzünden, küçük bedenlere büyük yükler binecek. Kaybedenin sen olacağını zaten bildiğin bir maça 1-0 yeni başlamak nasıl hazmedilir ki?
Benim için ifade ettiği anlam değişmeden önce de çok severdim Murat İnce'den dinlediğim bir şiiri. Kısa bir alıntı vereyim. Geçmeli en azımdan bu duygu yüklü paylaşımımda.
'Adı Kader'di. Kadersizliği adında gizliydi.'
Yani ille o can acımalı... Acımalı ki kavrayasın mutlu anların sahteciliğini, geçiciliğini...
Hayaller kalır geriye yine. Tutunman gereken, kendini avutman için.
Ahh.
Tıkandım yine.
Ufak bir duraksama molasından sonra neler geçecekse gönlümden onlar çıkacak dilimden.

...
Birikim iyidir. Kötü tecrübeler biriktirdim. Gördüm, yaşadım dediğim onca şeye rağmen hala daha fazlasının karşıma çıkabileceğini biliyorum bu sayede. Karşına oturup seni saatlerce hayranlıkla dinleyebilirim diyen insanlar oldu etrafımda. Övünmek değil maksadım bu hususta ama ben hayranlıkla dinleyebileceğim insanlarla neden karşılaşamıyorum. Gerçi hakkını yiyemem. Var bir tane, altı aydır aynı şehirde barınıyor olsak da yüzünü görüp de cennetlik olamadığım.

...
Kıyılır mı be bana?
İncitemem ki ben insanları.
Tabi tak dememişse canıma..
Ben niye incitilemeyenlerin üyesi sayılamadıysam artık ummuduğum insanlar tarafından.

...
Yıprandım.
Her şeye gücüm var, çoğu zaman tökezlesem de, bitkin düşsem de.
Elimden tutulup da kaldırılmak isterim elbet.
Öyle bir seçenek sunmuyorsa bana hiç kimse...
Arayamam.